Sabah saatlerinde Otelde aldığımız kahvaltının ardından Pamukkale’ye doğru hareket ediyoruz. Pamukkale,400 bin yıl önce meydana gelen bir dizi depremle, Büyük Menderes havuzunda termal suların oluşturduğu travertenleriyle eşsiz bir manzaraya sahip olan Pamukkale, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Kalsiyum karbonatla doymuş olan su, güneşin altında buharlaşıyor. Pamukkale’deki gezimizi tamamladıktan sonra lavanta üretiminin merkezi durumundaki Kuyucak köyüne gideceğiz. Kuşçular, Çukurören, Yeşilyurt köylerinde ve Senir ile Kılıç kasabalarında da lavanta üretimi yapılmaktadır.Lavantalar, haziran sonu morarmaya başlıyor ve temmuz ayı çiçekleri patlayınca mosmor oluyor. Temmuz sonu ağustos başından itibaren ise hasat yapılıyor ve lavantalar toplanıp yağları çıkartılıyor. Gün doğumunda mor lavanta tarlaları arasında gezinti yapıp lavanta kokusunu içimize çekiyor ve lavantaların sunduğu görsel şöleni hafızalarımıza ve fotoğraf makinelerimize kayıt ediyoruz. Başlangıçta kurak, susuz, bir şey üretilemeyen tarlalar boş kalmasın diye ekilen ilk lavanta fidelerinden bugüne 3000 hektar alana kadar yayılmış durumda. Türkiye’nin toplam lavanta üretiminin %93’ü bu bölgeden sağlanıyor. Bir lavanta kökünden 15-20 yıl ürün almak mümkün. Yürüyüş boyunca görsel şölenin hiçbir karesini kaçırmak istemeyeceksiniz, bu yüzden yanınızda yedek hafıza kartı bulundurmanızı öneriyoruz. Gezimizin ardından 19:00’da turumuzu tamamlıyoruz. Ve Ankara’ya doğru hareket ediyoruz. 23:40 gibi misafirlerimiz ile vedalaşıyoruz.
Başka bir TATİLBO Turizm organizasyonunda görüşmek dileğiyle..